Geçen yıl Kurban Bayramı sevinci Kobani’de alevlendirilen fitne
ateşinin Türkiye’ye sıçramasıyla patlak veren kanlı olayların derin
teessür ve ıztırabıyla gölgelenmişti.
O günlerde HDP’nin tahrikleriyle tırmanıp yayılan an 6-7 Ekim
olaylarında can verenlerin sayısı 50’ye ulaşmıştı.
Bu sene de Ramazan Bayramının hemen ertesinde Suruç’tan gelen katliam haberiyle sarsıldık. Kobani’ye geçeceklerini duyurmak için toplanan sosyalist dernek üyesi gençler, iddiaya göre, bir IŞİD canlı bombası aracılığıyla gerçekleştirilen saldırının hedefi oldu. 32 kişi oracıkta öldü, 100’ü aşkın yaralı var.
Keza iki yıl önce Suriye bağlantılı bir başka katliam da Hatay-Reyhanlı’da gerçekleşmiş; muhalif liderlerin konvoyunu sınırı geçerken vurmak üzere planlanan saldırı, kafiledekilerin namaz molası verdikleri için biraz gecikmeleri sebebiyle, hedefte olmayanları vurmuş ve orada da 52 canımızı kaybetmiştik.
Bunlar Suriye’deki iç savaşın bizi vuran yansımaları içinde, toplumun ortak hafızasında derin ve acı izler bırakan örneklerden üçü.