PKK terörünün yeniden azdırıldığı bir ortamda buna YPG, IŞİD ve son dönemde her olumsuzluğun üzerine yıkıldığı “paralel” de ilave edilerek, “Üst akıl hepsini birleştirip üstümüze salıyor” söylemleriyle, yeni bir istiklal savaşı verdiğimiz havası estiriliyor. Şehitlerimizden söz edilirken “Onlarla bu toprakların vatanımız olduğunu dosta düşmana gösterdik. Bu öyle bir kazanç ki, ancak Çanakkale ve Kurtuluş Savaşı ile mukayese edilebilir” ifadesi kullanıldı. Keza teröre karşı “Malazgirt ve Anadolu Selçuklu ruhuyla, Osmanlı çınarının azametiyle, Çanakkale ve Kurtuluş Savaşı azmiyle” seferberlik çağrıları seslendirildi. Herkesin yüreğini yakan şehit acısını bir nebze olsun hafifletip, terör operasyonlarına toplum desteğini sağlamaya yönelik bu hamaset, “Yedi düvelle savaşıyoruz” söylemleriyle de takviye edilerek belki bir “millî duruş” inşası hedefleniyor. Ama beraberinde toplum teröre ve teröristlere karşı mobilize edilmeye çalışılırken, terörle mücadele yöntemlerine ve operasyonlara yönelik en “sıradan” sorgulama girişimleri dahi “teröre yandaşlık ve vatana ihanet” yaftasıyla damgalanarak yeni “cadı avları”nın gerekçesi yapılıyor.