Bir süredir farklı kanallardan ara ara gündeme getirilip sonra
ya tepkiler üzerine askıya alınan ya da “demlenme”ye bırakılan
proje yakın zamanlarda son olarak Karar gazetesinin manşetine
taşındı.
“Cemaatlere üyelik formülü” başlığıyla verilen haberin detaylarında
şunlar yer alıyor:
* Cemaat ve tarikatların hem töhmet altında bırakılmaması, hem de şeffaf bir yapıya kavuşturulması için devletin ilgili birimlerinde başlatılan çalışmalar devam ediyor. Osmanlı ve dünyadaki örnekler de inceleniyor.
* Hukukî altyapı için ilk olarak kamuda bir akreditasyon ve denetim kurulu oluşturularak, resmiyeti kabul edilmeyen tarikat ve cemaatlerin kayıt altına alınması sağlanacak.
* Yasal statü kazanan dinî yapılara vakıf ve dernek statüsü getirilecek. Derneklerdeki üyelik sistemi tarikat ve cemaatlere de uygulanacak. Her tarikat ve cemaat kendisine tâbi olan kişileri üye olarak kaydedecek. Bu yöntemle her tarikat ve cemaatin ne kadar taraftarı bulunduğu da gün yüzüne çıkacak.
* Devlet tarafından desteklenmeleri ya da yardım toplamak gibi faaliyetlere izin verilmesi için üyelik, kriterlerden biri olabilecek.
* Dinî yapıların vakıf ve dernekler gibi misyonlarını kamuoyuna deklare etmesi zorunlu hale gelecek. Taahhüt edilen hususlar dışında başka faaliyetlere giren tarikat ve cemaatler hakkında yasal işlem başlatılacak.
* “Merdiven altı” olarak tabir edilen öğrenci evi ve yurt açılmasına izin verilmeyecek.
* Diyanet Vakfının açtığı öğrenci ev ve yurtları cemaatler için model teşkil edecek.
* Dinî yapılar malî konularda da şeffaflaşmaya zorlanacak. Ekonomik kaynakları devletin yetkili kurumları tarafından denetlenerek kayıt dışılığın önüne geçilecek (8.10.16).
Görüldüğü gibi, cemaatleri tamamen devletleştirip hizmetlerine ket vurmayı öngören bir proje bu. Hiçbir şekilde kabul edilemez.
Bu planı hazırlayanlar şunu görmüyor ve anlamıyor veya görmek ve anlamak istemiyorlar: Mahmut Ustaosmanoğlu