7 Haziran seçimi sonrası bir anda düğmeye basılarak terörün
tırmandırılması ve bu gerekçeyle bölgede hız verilen askerî
operasyonlar, çoklarına “90’lı yıllara geri mi dönüyoruz?” diye
sordurdu.
İktidarın bu suale cevabı “Terör örgütü açısından böyle bir dönüş
söz konusu olabilir, ama biz o yılların uygulamalarına dönülmesine
asla izin vermeyeceğiz ve terörle mücadelemizi demokratik
kazanımlara zarar vermeden yürüteceğiz” şeklinde oldu.
Ama gidişat pek öyle göstermiyor.
Peş peşe ilan edilen özel güvenlik bölgelerinde hız verilen askerî operasyonlar, Diyarbakır’ın merkez Sur ilçesi başta olmak üzere Varto, Cizre ve Silvan gibi yerleşim yerlerinde günlerce devam eden sokağa çıkma yasakları ve bu esnada cereyan eden şiddetli çatışmalar ne anlama geliyor?
Geçen sene başında yeniden başlatılan çözüm sürecindeki çatışmasızlık hali halkı ferahlatmış ve insanlarda “Galiba bu defa bu iş olacak” beklentisi uyandırmıştı.
Terör fitnesiyle kâbus gibi geçen 30 yılın ardından ilk kez şehit haberlerinin gelmediği bu kadar uzun bir sükûnet döneminin yaşanması halkı epeyce ümitlendirmişti.