Üstadın “Kur’an, İslamiyet, vatan ve millet hesabına demokratları iktidarda muhafaza” çağrısı, parti desteğinin çok ötesinde anlamlar taşıyor.
Demokratlığın gereği olarak Kur’an’a ve dine yönelik baskıları kaldıran, din ve vicdan hürriyetinin önündeki engelleri bertaraf eden, din eğitimini tekrar başlatan, dinî yayınların önünü açan, cemaatlerin özgürce hizmet edebilecekleri ortamı hazırlayan demokratlar iktidarda kalmalı ki, bu hizmetler gelişerek devam edebilsin.
Demokrat anlayış, diğer alanlarda olduğu gibi bu konuda da, verilecek hizmetleri devlete yaptırmaktan ziyade, rolünü gerektiği ölçüde düzenleyici olmakla sınırladığı devleti geri plana çekerek engel ve gölge olmaktan çıkarıp, asıl sahibi olan sivil toplum tarafından özgürce yapılabilecekleri zemini oluşturmaya çalışır.
Laikliği din karşıtlığı veya dinin toplumsal ve kamusal alandan tümüyle tecridi şeklinde anlaşılıp öyle uygulanan bir kavram olmaktan çıkarıp din ve vicdan hürriyetinin teminatı ve şemsiyesi olarak görür.