Bir taraftan, hayli zamandır gerilim yaşadığımız Suriye, İsrail, Rusya ve Mısır gibi ülkelerle ilişkileri normalleştirmekten söz edip “Dünyada düşmanlıkları azaltıp dostlukları arttıracağız” mesajları veren Başbakan Binali Yıldırım’ın, diğer taraftan bu söylemi içeriye yönelik olarak da dillendirmesi dikkat çekti.
Ardından Cemil Çiçek de konuştu:
“Başbakanın söylediği ‘Dostlarımızın sayısını arttırmak, düşmanlarımızın sayısını azaltmak’ kuralı çok doğru. Bu zaten tersinden baktığımızda dostlarımızdan daha fazla düşman var demektir. Yurtdışında bu adımları atarken, içeride de dostlarımızın sayısını arttırmamız gerekiyor. Türkiye içinde de gerginliğin olduğu ortada. Gönül köprüsü kurmaya ihtiyacımız var. Bir yandan, ülkede birlik ve bütünlüğe ihtiyaç var diyoruz, öbür taraftan bütünlüğü darmadağın eden, ülkenin dikişlerini yıpratan konuşmalar yapıyoruz. İçerideki dostlukları arttıracak, ilişkileri normalleştirecek bir üslûp ve anlayışa ihtiyaç var. Ramazan iyi bir iklimdi, ancak iyi değerlendiremedik.” (Hürriyet, 5.7.16)
Bu söylemler, iktidarın son dönemde iç gündemi geren tavır ve yaklaşımında da bir değişikliğin mi habercisi? Gerçi Başbakan bu açılımın adresi olarak muhalefet partilerini gösterdi, Çiçek de “Ülkenin birliğini kast eden oluşumlar bu işin dışında” diyerek her anlama çekilebilir muğlâk bir kayıt koydu.