Bugünün dünyasında artık insan haklarının “iç mesele” olarak
görülmediği, bilinen bir gerçek.
Gerçi hükümetler tarafından siyasî hesaplara ve konjonktüre bağlı
olarak zaman zaman çifte standart uygulanıyorsa da, bu konuların
uluslararası kamuoyunca yakından takip edilmekte olduğu, bir
vâkıa.
ABD Dışişleri Bakanlığı her sene dünya ölçeğinde insan hakları uygulamalarını ve ihlâllerini rapor halinde yayınlıyor.
AB ise aynı takibi aday ülkelere yapıyor ve Türkiye için sadece izleme modunda!
Küresel boyutta faaliyet gösteren insan hakları izleme örgütleri de var. Bunlar ülkelerdeki uygulamaları gözlemleyip tesbitlerini raporlaştırıyor ve gerek hükümetlere, gerekse medyaya iletiyorlar.
Türkiye’de OHAL sürecindeki olumsuz gelişmeler de bu gözle mercek altında.
Ve içeride haksız ihraç, gözaltı ve tutuklamalarla iyice çığırından çıkarılan operasyonların yabancı ülke vatandaşı gazetecilere, insan hakları aktivistlerine ve konsolosluk çalışanlarına uzanması, uluslararası boyutta gerilimleri tetikliyor.