Değişik sebeplerle gazetesiyle bağını gevşeten bir Yeni Asya okuyucusu, farkında bile olmadan bir uzaklaşma ve kopma sürecine girer. Bu kaygan zemindeki ilk durak, “Asıl olan Risale-i Nur’dur, gazete o kadar da önemli değil, okumasam da olur” fikri. Halbuki gazete hem muhtevasındaki şerh ve izah yazılarıyla Risalelerin daha iyi anlaşılmasına vesile oluyor, hem de insanın cemaatle irtibatını canlı tutuyor. İkinci etapta, sanki gazete Risalelerin önüne geçiriliyor çarpıtmasından hareketle “Biz Nur cemaati miyiz, gazete cemaati mi?” demagojisi devreye sokulur. Oysa Nur cemaati mensubu ve Yeni Asya okuyucusu olmak çelişen veya biri diğerinin alternatifi olan sıfatlar değil, tersine birbirini tamamlayan nitelikler. Üçüncü aşamada sıra “Gazetenin birliğimizi sağlamak için çıktığı söyleniyor, ama fiiliyatta tam tersi oluyor, hep gazete yüzünden bölünüyoruz” iddiasına gelir.