Risale-i Nur’un medyadaki dili olma hedef ve misyonuyla yarım
asır önce genç kadrolarla yola çıkan İttihad-Yeni Asya kervanının
yine gençlerle devam ettiğini sürekli tekrarlıyoruz.
Bu çok zorlu, nurlu ve onurlu yolculukta Zübeyir Gündüzalp ve
Mustafa Polat gibi genç yaşta hizmetini tamamlayıp berzah âlemine
intikal edenler de oldu; saçını bu hizmette ağartan emektarlar
da.
Vatan sathını bir mektep yapma parolasıyla çalışan Yeni Asya’nın kendisi de başlı başına muazzam bir mektep oldu.
Bu mektepte nice kadrolar yetişti.
Ama meslek ve meşrepte istikamet ve sadakat imtihanlarının hiç eksik olmadığı çetin süreçlerde bunların epeyce bir kısmı farklı kulvarlara kaydı ve savruldu.
Böylesi kopmaların, camia içinde istişare mekanizmalarının çeşitli sebeplerle sağlıklı işletilemediği dönemlerde gerçekleşmiş olması, mutlaka ders çıkarılması gereken ibretli örnekler oluşturuyor.
Yeni Asya’da şahsen geride bıraktığımız 40 yıl zarfında şahit olduğumuz ve yaşadığımız tecrübelerin bize öğrettiği en önemli derslerden biri, her hal ve şartta müfritane irtibat içerisinde olmamız ve istişare süreçlerini, arada boşluk bırakmadan hakkıyla işletmemiz gerektiği.
Karşılıklı bilgilendirme ve iletişim kanallarını sürekli açık tutmamız; fikir alışverişlerini kesintisiz ve sistemli bir mekanizmaya bağlamamız; en ufak bir gediğe fırsat vermeyen bir tesanüd içinde olmamız; dışarıdan veya içeriden gelebilecek “üfleme” ya da tehdit ve tazyiklere itibar edip papuç bırakmayacak müşterek bir dirayet ve kararlılık içinde olmamız son derece önemli.
İhlâs Risalesi’nde vurgulandığı gibi, hayırlı hizmetlerin muzır manileri hiç eksik olmaz. Şeytanlar o hizmetin hâdimleriyle hep uğraşırlar. Bunları bilerek, hizmet düsturlarını özümseyip