Millî Güvenlik Siyaset Belgesi (Kırmızı Kitap) için ceza hukukçusu Prof. Dr. İzzet Özgenç, “Hukuk devletinin normlar hiyerarşisinde bu tür bir belgenin yeri yok” ifadesini kullanıyor. Gerçekten, hukuk fakültelerindeki derslerde anayasa, kanunlar, tüzükler, yönetmelikler ve genelgeler sıralamasıyla öğretilen normlar hiyerarşisinde böyle bir norma rastlamıyoruz. AB sürecinde yapılan bir anayasa değişikliği ile, bu hiyerarşinin en üst sırasına uluslararası sözleşmeler ilave edildi ve bunların, anayasanın dahi üzerinde olduğu esası getirildi. Buna göre, genelge yönetmeliğe, yönetmelik tüzüğe, tüzük kanuna, kanun anayasaya, anayasa da uluslararası sözleşmelere aykırı olamaz. (Türkiye’nin hâlâ darbe anayasası ile yönetiliyor olması bu kuralla açıkça çelişiyor.) ... Bu belgenin hem hukuk devleti normları içerisinde yeri yok; hem de gerek içeriği, gerekse hazırlanma, onaylanma ve uygulanma süreçleriyle demokrasiye uyacak bir tarafı bulunmuyor. Kâğıt üzerinde Başbakanlığın bir tasarrufu gibi gösterilmeye çalışılsa da, gerçekte askerî bürokrasi tarafından hazırlanan bu belge, yeri geldikçe ifade ettiğimiz gibi, “davul-tokmak” meselinin tipik bir örneğini oluşturuyor: Davul hükümetin sırtında, tokmak askerin elinde.