Üstadın, her biri ayrı bir alanda ufuk açıp yol gösteren ve istikamet tayin eden sözlerini kendi bağlamları içinde doğru anlayıp o şekilde hayata yansıtabilmek de çok önemli. Aynı meselenin farklı boyutlarını ifade eden sözlerinin, tutarlı bir bütünlük ve insicam içinde uygulamaya geçirilmesi de. Meramımızı şu örneklerle anlatalım: Üstadın her fırsatta yeri geldikçe tekrar ettiğimiz ifadelerinden biri “Hakkın hatırı âlidir, hiçbir hatıra feda edilmez.” Bu sözdeki son derece önemli genel prensibin tatbikatla ilgili ince nüanslarına yönelik dikkate değer ölçüleri de Üstadın başka beyanlarında görmekteyiz: “Bir hatır için bin hatır kırılmaz. Bir hodpesend (kendini beğenmiş kişi) hakkı iltizam etse (sahiplense) çokları haksızlığa sevk eder, belki mecbur eder.” (Eski Said Dönemi Eserleri, s. 298) “Zihniyet-i inhisar (tekelcilik zihniyeti), hubb-u nefisten (kendi nefsini sevip beğenme hissinden) geliyor” sözü ile (Sözler, s. 1170) Münazarat’taki “istibdad-ı ilmî” izahları da aynı manayı tamamlıyor.