Geçtiğimiz günlerde Esenköy, Yalova, Burdur ve GAP bölgesi okurlarımızla buluşma fırsatımız oldu.
Adalet Kurultayındaki konuşmamız üzerine, “zıt kutuplar”da görünüp de aynı cephede birleşerek hücuma geçenlerin seviyesiz ve aşağılık saldırılarına genel bakışın şahs-ı manevî manasını tam anlamıyla tecellî ettiren güçlü bir ortak şuuru yansıttığını iftiharla müşahede ettik.
Sohbetlerimizdeki ağırlıklı konulardan biri de yaygınlaşan mağduriyetler oldu.
Öyle şeyler dinledik ki, kanımız dondu.
Bir-iki örneği paylaşalım:
Gözaltına alınan tesettürlü bir hanımın başındaki örtü çekilip alınıyor; ters kelepçeyle götürüldüğü savcı ve hâkimin önüne o vaziyette çıkarılıyor ve deniyor ki “Sen başörtü takmaya lâyık değilsin!”
Bir başka hadisede, farklı bir sebeple gözaltına alınıp sonra bırakılan bir kişi, karakoldaki nezarethanede karşılaştığı insanlık dışı manzarayı şöyle anlatıyor: