Üstadın, “mübarek ve masum ahiret hemşirelerim ve manevî genç evlâtlarım” diye hitap ettiği hanımlara çok önemli tavsiyesi:
“Kadınların saadet-i uhreviyesi (ahiret mutluluğu) gibi saadet-i dünyeviyesi de (dünyada mutlu olmaları) ve fıtratlarındaki ulvî seciyeleri de (yaratılışlarındaki yüksek hasletleri) bozulmaktan kurtulmanın çare-i yegânesi, daire-i İslamiyedeki terbiye-i diniyeden başka yoktur. (...) Daire-i meşruadaki keyfe iktifa ediniz ve kanaat getiriniz. Sizin hanenizdeki masum evlâtlarınızla masumane sohbet, yüzer sinemadan daha ziyade zevklidir.”
Bu tavsiyeye cevaben, Hanımlar Rehberi’nin sonuna “İstanbullu hanımlar” imzasıyla konulan bir mektupta “Evlerimiz birer medrese-i nuriye oluyor elhamdülillah” denilerek şu ifadelere yer veriliyor:
“Din, iman aşkıyla, Müslümanlık duygusuyla mesut olabilecek biz anneler, yavrularımıza Kur’an-ı Kerimi öğretiyoruz, Risale-i Nur’a çalıştırıyoruz. Risale-i Nur’un iman, İslam dersleriyle terbiye etmeye çalışıyoruz. Sevgili yavrularımızın kalplerine Risale-i Nur sevgisini aşılıyoruz. Okşayarak, sevgiyle diyoruz ki:
‘Evlâdım! Risale-i Nur seni hem dünyada, hem âhirette mesut ve bahtiyar edecek en büyük ve en hakikî bir din kitabıdır, iman dersleridir’ diye ders veriyoruz. İman hakikatlerinin sevgisini kalplerine, büyüklüğünü ruhlarına yerleştirmekte devam edeceğiz. Dualarınız sayesinde Risale-i Nur’un dersleriyle