Benden sonra hilâfet otuz yıl devam edecek, ardından ısırıcı bir
saltanata dönüşecek” hadis-i şerifi, hilâfet kavramının ve
misyonunun gerçek anlamını ve serencamını özlü bir şekilde ifade
ediyor.
Peki, hilâfetle saltanatın farkı ne?
Peygamberimizden (asm) sonra gelen Hulefa-yı Râşidîni aynı zamanda reis-i cumhur olarak niteleyip “Hakikat-i adaleti ve hürriyet-i şer’iyeyi taşıyan mana-yı dindar cumhuriyetin reisleri idiler” diyen Said Nursî bu farkı anlatıyor. Halka dayanan, halkla bütünleşen, halka hizmeti esas alan, hakikî adalet ve hürriyet-i şer’iye manalarının hakim olduğu bir yönetim. Bediüzzaman’ın cumhuriyetle özdeşleştirdiği gerçek hilâfet bu.
Hz. Ebu Bekir, Hz. Ömer, Hz. Osman, Hz. Ali ve Hz. Hasan, “Hakkın azı çoğu, küçüğü büyüğü olmaz ve bireyin hukuku, kendi rızası olmadan feda edilemez” diyerek adalet-i mahzayı esas alan bu hilâfet anlayışının temsilci ve uygulayıcıları olmuşlar.