Dün kaldığımız yerden devam edelim:
12 Eylül 2010’da halk oyuna sunulan ve bilhassa AYM ile HSYK’da
önemli değişiklikler öngören anayasa paketi “Üstünlerin hukuku
değil, hukukun üstünlüğü” söylemleriyle gündeme taşınmış; paket
için seferber olan camia “Mümkün olsa mezardakileri bile kaldırıp
oy kullandırın” sözünde ifadesini bulan olağanüstü bir kampanya
yürütmüştü.
Sonuçta paket % 59’la kabul edildi.
AYM ve HSYK yeniden şekillendi. İlk başta işler yolunda gibiydi, ama birkaç yıl içinde herşey tersyüz oldu. Evvelâ MİT Müsteşarının Oslo görüşmeleri için “şüpheli” sıfatıyla ifadeye davet edilmesi, ardından 17-25 Aralık operasyonları, 11 senedir birlikte olan iktidarla camiayı keskin bir şekilde karşı karşıya getirdi.