Millî irade kavramının ülkeyi hukuk, demokrasi ve çoğulculuktan
uzaklaştırmak, darbeyle mücadelenin de muhalifleri tasfiye için
kullanıldığı sıkıntılı bir süreçten geçiyoruz.
Demokrasi için ve darbeye karşı muhalefetle uzlaşma şeklinde takdim
edilen “Yenikapı ruhu” bile “İktidar ne derse o” eksenli bir duruş
olarak tanımlanıyor.
O yüzden, Sarayın ve yönetip yönlendirdiği hükümetin Meclisi bypass ederek MGK ve MGSB referansları ve “iliştirilmiş medya” desteğiyle yürüttüğü tasfiye operasyonlarına ve bunlarla sebebiyet verilen yoğun mağduriyetlere yönelik itiraz ve eleştiriler “Yenikapı ruhunun ihlali” olarak yorumlanıyor ve topa tutuluyor.
Bu tavır “İkinci kurtuluş savaşı, dünyaya kafa tutma, mazlum milletlere ve ümmete ümit olma” gibi hamaset söylemleriyle yüceltilerek adeta kutsallaştırılıyor.