Mağduriyetlerle ilgili olarak aylardan beri ısrarla yazıp söylediklerimizi iktidar medyasında da teyid eden örneklerin en yenilerinden bazılarını aktarmakta fayda görüyoruz:
5 HAZİRAN- Aydın Ünal (Yeni Şafak): f.ö ile mücadelede yargı süreci bana 12 Eylül’ün 5 nolu Diyarbakır Cezaevini hatırlatıyor ve fevkalâde kaygılandırıyor. / Abdullah Şanlıdağ (Yeni Akit): Masumlar mağdur edilmemeli. Vicdanı elden bırakıp suçu olmayanları harcarsak devlet kendi sonunu hazırlamış olur.
4 HAZİRAN- Nagehan Alçı (Milliyet): Türkiye daha fazla fırtınalı havayı kaldıramaz. Her açıdan normalleşme dönemine girmeli ve gerçek bir hukuk devleti olmalı...
3 HAZİRAN- Kemal Öztürk (Yeni Şafak): Yargıda hızı ve titizliği arttırmak, mağdurları ayıklayacak mekanizmayı hızla çalıştırmak hükümetin boynunun borcu. / Sedat Ergin (Hürriyet): Örgütle mücadele gereğinin meşruiyeti yaygın hak ihlallerini, bu yöndeki idarî tasarrufları ve yargı pratiklerini haklı göstermez.
31 MAYIS- Mehmet Acet (Yeni Şafak): Temas ettiğimiz yüksek yargı çevreleri diyor ki; (f.ö davalarında) sonuç almak için suçu olan cezalandırılmalı, olmayan korunmalı.
30 MAYIS- Ahmet Taşgetiren: İddianamesi bile yazılmadan yaşanan uzun tutukluluklar peşin bir cezalandırma süreci olarak devrede. Herkes suçluluğu ispat edilinceye kadar suçsuzdur kuralı da nerdeyse OHAL’e kurban gitmiş durumda, şüpheden sanık yararlanır kuralı da. Son süreçte “Ablalık vs.” gibi FETÖ ile “iltisak” gerekçesiyle o kadar çok kadın, belki genç kadın tutuklandı ki, 500 kadar emzikli çocuğun anneleriyle birlikte cezaevlerini paylaşmaları durumu ortaya çıktı. / Abdurrahman Dilipak (Yeni Akit): İçeride olması gerekenler dışarıda, dışarıda olması gerekenler içeride. İçeri almalarda da iktidar kaybediyor, salıvermelerde de. / Abdulkadir Selvi (Hürriyet): “İktidar gazetecilerle, çaycıyla, çorbacıyla uğraşmak yerine,