15 Temmuz’dan sonra iyice hız verilip yaygınlaştırılan tasfiyeler devletin bütün kurumlarında tamgaz devam ederken, boşalan kadroların durumunu kimse gündeme getirmiyor.
Oysa daha önce benzeri görülmemiş boyutta ve bu çapta bir tasfiye harekâtının kurumlarda boşluğa ve faaliyetlerde aksamaya yol açmaması düşünülemez.
Mahkemelerden adliye dairelerine, üniversitelerden ilk ve orta dereceli okullara, TSK’dan emniyet ve istihbarata ve diğer bilumum kurumlara... uzanan alabildiğine geniş bir skalada tasfiye edilen kadroların boşluğu doldurulabildi mi veya onların yerine yenileri ne ölçüde ikame edilebildi?
Hafta sonları değişik program ve toplantılar vesilesiyle ülkenin farklı yerlerinde bir araya geldiğimiz okuyucularımızdan aldığımız bilgiler hiç iç açıcı değil.
Meselâ akademisyen tasfiyeleri sebebiyle öğrencilere ders verecek hoca kalmayan fakülte ve bölümlerden; veya en zorunlu ameliyatların dahi yapılamaz hale geldiği tıp fakültelerinden söz ediliyor.