Kurtuluş Savaşını Birinci Meclisin sevk ve idaresiyle zafere
ulaştıran Türkiye, 2016’da devletin başındakilerin “ikinci istiklal
savaşı” söylemini sürekli tekrarladığı, ama Meclisin fiilen
devredışı bırakıldığı bir süreci yaşıyor.
İçeride ve dışarıda çok kritik kararlar alınıyor, operasyonlar
gerçekleştiriliyor, ülkeyi alâkadar eden son derece önemli
konularda restler çekiliyor, ancak bunlar yapılırken Meclis adeta
“yok” sayılıyor.
Üç senedir, evvelâ “paralel yapı,” 15 Temmuz’dan sonra da “Fetö” ile mücadele gerekçesiyle sürdürülen tasfiye operasyonlarında karar organı MGK, referans kırmızı kitap ve gizli anayasa olarak adlandırılan Millî Güvenlik Siyaset Belgesi.
Bunlar olurken Meclis ortada yok.
Konunun gizli oturumla da olsa Meclis gündemine getirilip milletvekillerinin bilgisine sunularak müzakereye açılması yönündeki teklifler ısrarla reddediliyor.
“Biri ne ise diğeri de o, farkları yok, hepsi aynı amaca hizmet ediyor” denilen terör örgütlerine karşı verildiği ifade edilen mücadele de Meclisle paylaşılmıyor.