Nur’a, hiç tahmin etmediğimiz ve beklemediğimiz şekilde
uzatıldıkça uzatılan keyfî tutukluluğu esnasında gönderdiğimiz
kitaplardan biri “Risale-i Nur’dan Hayat Prensipleri” idi.
Kitabı okuduktan sonra 27.7.17; 04:15 tarihli “Yorulduğumda,
ağladığımda ve ailemi özlediğimde başımı Kur’an’a ve secdeye
yaslıyorum. Çelik gibi bir metanet için tüm gücümle gayret
ediyorum. Sekînelerinizi eksik etmeyin. Güzel günlerin duasıyla”
notuyla ve altı çizilmiş satırlarla iade etti.
İşte o satırlardan bazıları:
“ ‘İman tevhidi, tevhid teslimi, teslim tevekkülü, tevekkül saadeti dareyni iktiza eder’ diyen ve hakikî imanı elde eden bir insanın kâinata meydan okuyup, imanının kuvvetine göre hadiselerin tazyikinden kurtulabileceğini vurgulayan Üstad Bediüzzaman, kabz-bast hallerinin intibah ehline geldiğini ve terakkîye vesile olduğunu söylüyor. (Kastamonu Lâhikası, s. 23)
“İnşirah Sûresinde dikkatimize sunulan ‘Her zorluğun beraberinde bir kolaylık vardır’ prensibini hiç hatırımızdan çıkarmayarak, zorlukları sabır, kolaylıkları şükürle karşılama olgunluğuna erişebilirsek, saadetin anahtarını elde ederiz.”
“İmtihanın bir kez daha şiddetlendiği günlerden geçerken, Üstadın bize ışık tutup yol gösteren ifadelerini tekrar tekrar okuyup hayatımıza yansıtmaya çalışalım:
‘Bu zamanda öyle dehşetli cereyanlar ve hayatı ve cihanı sarsacak hadiseler içinde hadsiz bir metanet ve itidal-i dem (soğukkanlılık) ve nihayetsiz bir fedakârlık taşımak gerektir.’ (Tarihçe-i Hayat, s. 481)