Üç hafta önce bu köşede Meryem Tortuk’u yazmıştık. Bugün de Nursena Deniz’i yazmak mukaddermiş. İstanbul Çapa Tıp Fakültesi 4. sınıf öğrencisi olan Nursena’yı...
Nursena yaşasaydı doktor olup hastaları iyileştirmeye çalışacaktı. Ve daha öğrenciliğinde lenf kanseri çocuklara yönelik gönüllü bir çalışma grubuna katılarak aktif bir üyesi oldu.
“Leyla’dan Sonra” adlı bu grup, fakülte hastanesinde bu hastalıktan tedavi görürken hayata veda eden küçük Leyla’nın vefatı sonrasında, diğer hasta çocuklarla ilgilenip onlara moral vermek için kurulan bir ekipti.
Grubu oluşturan gönüllü öğrenciler, hasta çocukları neşelendirmeye ve morallerini yükseltmeye çalışıyorlardı. Tedavinin başarısı için son derece önemli olan bu çalışmayı kendilerine özel bir görev ve misyon edinmişlerdi.
Nursena bu moral takviyelerine Risale-i Nur eksenli sohbetleriyle can katıyordu.
Dersler bitince, Ramazan’ı ve bayramı ailesiyle geçirmek üzere Van’a gitmek için havaalanına varmıştı ki, aniden baygın düşüp yere yığıldı ve hastaneye kaldırıldı. Ve yapılan tetkikler sonucu acı teşhis konuldu:
Nursena, moral vermeye çalıştığı çocukların hastalığına yakalanmıştı. Tedaviler fayda etmedi ve iki hafta içinde bu fâni hayata veda etti.