Halkın sandıkta kullandığı oylarla oluşan Meclis, en önemli
görevlerinden biri olan yasama, yani kanun yapma işlevini devam
ettiriyor.
Ancak çıkardığı kanunların “kalite”si giderek düşerken, daha da
vahimi, hukukun temel esaslarıyla çelişen düzenlemelere imza
atıyor. Özellikle ilgili-ilgisiz herşeyin içine tıkıştırıldığı
“torba kanun”ların gelenek haline getirilmesi, yasama faaliyetinin
ciddiyetine gölge düşürüyor.
Ve bu yöntemle çıkarılan kanunların epeyce bir kısmı AYM’de iptal ediliyor.
Ama “Beterin de beteri varmış” sözünün doğruluğunu defaatla ispatlayan örneklere OHAL sürecinde şahit oluyoruz.
Şartlara bağlı istisnaî bir yönetim modeli olarak ilan edilen OHAL’i sınırlayıcı temel hukuk kriterlerini kaale almadan çıkarılan KHK’lar bunun talihsiz örnekleri.
Onun içindir ki, ilki dışındakiler iptali talebiyle AYM’ye götürüldü. Ama evvelce 12 Eylül KHK’larını bile iptal etmiş olan mahkeme, bu kez “yetkisizlik” kararı vererek hem kendisiyle çelişti, hem de son süreçte üstün irade mercii olarak MGK’yı görüp ona boyun eğen tavrını sürdürerek çok kritik bir sınavı daha kaybetti.
Tartışmalı KHK’ların bir de Meclis serencamı var. İktidar bunları istemeye istemeye TBMM gündemine getirdi ve hiç itiraza uğramadan, müzakere dahi edilmeden onaylanıp