Genelkurmay eski Başkanlarından İlker Başbuğ’un iz bırakan ve
“devlet adına itiraf” niteliği taşıyan çok önemli bir tesbiti
vardı.
“Terörle mücadelede devlet olarak en büyük başarısızlığımız, dağa
çıkışların önüne geçemeyişimizdir” demiş ve 30 bin kayıp veren
örgütün şimdiye kadar en az beş defa bitirildiğini, ama 5-6 bin
kişilik dağ kadrosunun yeni gelenlerle sürekli yenilendiğini
söylemişti Başbuğ.
Terörist öldürerek problemin çözülemeyeceğinin en net ifadesi bu tesbitte.
Nitekim dağ çıkışların çözüm sürecinde de devam ettiği gerek basına yansıyan istihbarat raporlarında, gerekse yetkililerin açıklamalaında ifade edildi.
Bu noktada bazı HDP ileri gelenlerinin ifade edegeldikleri hususu hatırlayalım.
Diyorlar ki: “Biz, oturulup müzakere edilebilecek en son kuşağız. Bundan sonra hiçbir şekilde diyaloğa açık olmayan, bizim dahi ulaşamadığımız çok radikal, öfkeli ve fevrî bir nesil geliyor.”
Eğer AKP’nin, “Bu kadar hizmet götürdüğümüz ve haklarını da verdiğimiz halde niye hâlâ büyük coşkuyla dağa çıkıyorlar?“ diye sorduğu kuşak bu ise, bütün sürtüşme ve kavgaları bir tarafa bırakıp beraberce kafa kafaya vererek çözüm aranması gereken sorun da bu.