Ramazan ve orucun en büyük hikmetlerinden biri, her fırsatta
kötülükleri emreden nefsi terbiye edip dizginlemesi ve bunu
tamamlayan bir husus olarak da, bir hadis-i şerifte buyurulduğu
üzere şeytanların bu ayda zincire vurulması.
Fertten başlayan bir tasaffî ve arınma disiplininin giderek
genişleyen halkalar halinde hayatın diğer alanlarına akseden olumlu
tezahürlerini her yerde görmek mümkün.
Yerel ve uluslararası siyaset dahil.
Ramazan atmosferinin ABD ve Rusya başkentleri olmak üzere dünyanın her yerinde kendisini güçlü şekilde hissettirip dünyayı kucakladığını 2015 Ramazan’ında da gördük.
Geleneksel Beyaz Saray iftarlarının bu yılki sonuncusunda Obama’nın verdiği çarpıcı mesajlar, ferahlatıcı örneklerden sadece biri.
Eski ABD Başkan Yardımcılarından Al Gore’un kızı Karenna’nın, çağrıldığı iftar daveti öncesi tuttuğu bir günlük oruç için “Nimetlerin ne kadar değerli olduğunu anlamam için iyi bir deneyim oldu” diye konuşması da.
Dünyanın farklı coğrafyalarında, bulundukları ülkelerin insanlarıyla medenî bir diyalog kurabilmiş Müslümanlarca tertiplenen iftar davetlerinin vesile olduğu açılımlar da.
Avustralya Nur Vakfının iftarına katılan Hıristiyan Senatörün “Müslümanları seviyorum, onlarla iftihar ediyorum” deyip kiliselere “Siz de iftar verin” çağrısı yapması gibi.
Ve bu çağrıdan çok kısa bir zaman sonra, Köln’deki Ortodoks Kilisesinde Kadir Gecesi iftar daveti verilip Kur’an’dan ayetler okunarak dualar edildiği haberinin gelmesi ne kadar güzel ve manidar bir tevafuk, değil mi?
Azılı İslam düşmanı global şer komitelerinin ortaya sürüp el altından idare ettikleri IŞİD gibi vahşi terör örgütleriyle lekelenmeye çalışılan İslam imajını, gerçekte olması gereken doğru şekliyle insanlığa sunan bu tür organizasyon ve çalışmalar çok önemli