Nur’un 3 Mayıs’taki ilk duruşmasına biz de katılmıştık. Yaptığı savunmadan çok kısa bir özet sunalım:
Karşınızda 63 günlük tutuklu, 7 günlük evli 25 yaşında bir genç olarak bulunuyorum. Stajımı, tavrı 70’li yıllardan beri bilinen ve duruşu hiçbir şekilde değişmeyen tek gazete olan Yeni Asya’da yaptım. 4. sınıfın sonunda final sınavlarım bittikten bir gün sonra Yeni Asya’da çalışmaya başladım. Gazetecilik hayatım boyunca yaptığım haberlerin hepsi ortada. Yeni Asya olarak 15 Temmuz darbe girişiminden sonra “Seçilmiş hükümetlerin yanındayız, darbelere karşıyız” muhtevalı sayısız habere imza attık.
29 Nisan 2017’de düğünüm vardı, fakat tutuklu olmam sebebiyle mümkün olmadı. Düğün yerimiz belliydi, herşeyimiz hazırdı, maddî manevî büyük zararlara girdik. Eşim “Ben sözümün eriyim, cezaevinde de olsa bu nikâhı kıyalım” dedi ve Nisan’ın 27’sinde ağır şartlarda annemiz babamız dahi olmadan acı bir nikâh kıydık.
İfadesinde adımı veren kişi 21 Aralık 2016’da beni aradığında “Ben işsizim, sen bir iş sahibisin, kod adı kullanan kişileri bilmiyordum, onlara sinirlendim, senin adını verdim, hakkını helal et” dedi.
Onun beni aradığı tarihten sonra da kayıtlı ikametimde kalmaya ve aynı işyerimde çalışmaya devam ettim. Ve asla yapmadığım birşeyle hayatım karartıldı...
***
Avukatımızın savunmasından: