Davutoğlu’nun dışişleri bakanlığı döneminde bir yere kadar çok
seslendirilen ve uygulama noktasında da kayda değer adımlar atılan
“komşularla sıfır sorun” politikası ciddî bir destek bulmuş ve
ikili ilişkilerin her alanında önemli açılımlar getirmişti.
Böylece mevcut gerilimleri karşılıklı diyalogla aşmanın yolu
açılırken, vizelerin kalkması, gidiş gelişlerin artması ve ortak
projelerin gündeme gelmesi ile hızla gelişen bir müştereklik ve
işbirliği zemini doğmuştu.
Bu süreçte olumlu anlamda en şaşırtıcı gelişme ve açılımlar, öncesinde en problemli komşularımızdan biri olan Suriye ile ilişkilerde yaşanmış; yönetimler düzeyinde başlayan yakınlaşma, zaten mevcut olan toplumlar arası kaynaşmaya da olağanüstü bir tempoyla ivme kazandırmıştı.
Ama bu süreç, “Arap baharı”nın Suriye’ye sıçratılmasıyla birden kesilip tersine döndü.
Ankara, Şam rejimini devirme hedefiyle silahlı muhalefete kucak açıp destek verdi ve böylece ülkeyi şimdiki içler acısı duruma getiren iç savaşın tırmanmasında rol oynadı.
Ve sonuçta bugünün çok konuşulan IŞİD ve PYD-YPG gibi sorunları, söz konusu iç savaş ortamının ürünleri olarak ortaya çıktı.