Nur’un haksız tutukluluğu için şimdiye kadar iki defa dosya
üzerinden yaptığı değerlendirmelerde “devam” kararı vermiş olan
mahkemenin, ilk duruşmada Nur’u bizzat görüp savunmasını
dinledikten sonra tercihini tahliyeden yana kullanmasını
bekliyorduk.
Ama yine olmadı. Bir kez daha tekrarlanan “tutukluluğa devam”
kararıyla Nur, 7 günlük gelin olarak, kendisini mahkemeye getiren
üç jandarmanın eşliğinde yine demir parmaklıkların arkasına
gönderildi. Haliyle üzüldük ve canımız sıkıldı.
Tesellîyi yine risale satırlarında aradık ve haksız mahkûmiyet kararının temyizde bozulmasına rağmen, hükmedilen ceza süresinin oyalama taktikleriyle içeride tamamlattırıldığı Afyon hapsinde bu keyfîliğe Üstadın yaptığı yorumlarda bulduk.
İşte bunlardan biri: “Mahkemelerin tehirinde hayır var. Şimdiye kadar Nura ve Nurculara verilen zahmetler rahmetlere dönmesi gösteriyor ki, bu tehirde de hayırlar var.” (Emirdağ Lâhikası, s. 662)
Bu tehiri, zihinlerde oluşabilecek “Nurcular riyakârlığa mecbur olmuşlar, zaaf gösteriyorlar” şüphesinin izalesiyle ve “Bu tehir o evhamları izale eder. Ve ispat ediyor ki, otuz seneden beri İslamiyetin şiarına muhalif şeylere baş eğmiyorlar” hakikatiyle değerlendiriyor Üstad.
Bir başka mektupta da şu ifadeler var:
“Bu mahkememizin tehiri gerçi onların planıyla aleyhimizdedi