AKP’deki başkan ve başbakan değişimi gayet normal ve olağan birşeymiş, dahası partinin kurumsal kimliğinin sağlamlığını gösteren yeni bir delilmiş gibi sunulmak ve geçiştirilmek istense de, olup bitenlerdeki tuhaflıklar zincirini sorgulamak gerekiyor. Bunlardan biri, 28 Şubat’ta başbakanlığı bırakmaya zorlanmış olan Erbakan’ın ekolünden gelen cumhurbaşkanının, benzer bir tazyiki kendi başbakanına yapması. Bu muamelenin reva görüldüğü Davutoğlu da rahatsızlığını defaatle ifade etti. Yerine Binali Yıldırım’ın getiriliş serencamı da hiçbir demokratik kural ve teamüle uymuyor. Sarayın iradesiyle tek aday olarak dayatılıyor ve bu emrivaki “kurşun askerler”ce sorgusuz sualsiz uygulanıyor. Gerçi Erdoğan cumhurbaşkanlığına seçildikten sonra Davutoğlu’nun tensip buyurulmasında da benzer bir süreç işlemişti... Tabanın ağırlıklı tercihi Gül olduğu halde Davutoğlu ismi münasip görülmüştü,