Saray kontrol ve güdümündeki AKP’nin kitabı duruma uydurma
gayretinin ve dayatmasının en fazla yoğunlaştığı konu
başkanlık.
Evvetce Erdoğan’ın yeri geldikçe tekrarladığı “10 Ağustos 2014’teki
cumhurbaşkanı seçimiyle Türkiye’de sistem fiilen değişmiş ve halkın
seçtiği bir cumhurbaşkanı göreve gelmiştir, fiilî durum budur,
anayasa da buna uygun hale getirilmelidir” iddia ve talebi, şimdi
Davutoğlu’nun yerine atanan Yıldırım tarafından ısrarla ve sürekli
dile getiriliyor.
Başkan veya partili cumhurbaşkanı dayatması bu söylemlerle devam ettiriliyor.
Yanı sıra, başkanlığın adeta sihirli bir değnek gibi bütün kapıları açacağı, ekonomiyi şaha kaldıracağı, siyasî istikrarı sağlam ve kalıcı hale getireceği, Türkiye’yi uçuracağı... gibi gayet “parlak” ve gösterişli sunumlar eşliğinde.
Ancak sergilenen tavırların da her gün daha fazla kuvvetlendirdiği “tek adam rejimi” endişelerini gidermeye yönelik herhangi bir ikna girişimine dahi ihtiyaç duymuyorlar. Bu derece kendilerinden “emin” görünüyorlar...