Birinci Dünya Savaşıyla Osmanlıyı çökerten güçler Ortadoğu haritasını cetvelle çizerken, kurulmasına izin verdikleri yeni devletler arasında sürekli ihtilaf konusu olma istidadındaki pürüzleri de adeta birer saatli bomba gibi döşemişler.
Osmanlıyı tasfiye sürecinin son aşaması olan Lozan Andlaşmasıyla, misak-ı milli sınırları dahilinde kabul edilen Musul ve Kerkük’ün Türkiye Cumhuriyeti sınırları dışında bırakılması bunlardan biri.
Türkmen ahalisiyle birlikte.
Aynı şey Suriye’nin kuzeyindeki Türkmenler için de geçerli. Son günlerde gündeme gelen Bayırbucak halkı dahil.
Lozan’dan sonra Türkiye Kıbrıs ve Batı Trakya Türkleri gibi, Irak ve Suriye Türkmenleriyle de irtibatını neredeyse tamamen koparmış ve hiç ilgilenmemiş.
Çok partili demokrasiye geçildikten sonra Türkçülük esası üzerine kurulan partilerin onları provokatif tavır ve söylemlerle gündeme getirmeleri ise fayda değil zarar vermiş ve sıkıntıya yol açmış.
Bu gibi hallerde Saddam ve Esad rejimlerinin baskı ve zulmü daha da artmış.