AKP ile Gülen cemaati arasındaki gerilimin henüz bu boyutlara
ulaşmadığı günlerde Ergün Yıldırım, şöyle bir değerlendirme
yapmıştı:
“AK Parti iktidarı döneminde cemaatlerin neredeyse tamamı zımnen
ortak bir ittifak oluşturdular. Bütün etkin cemaatler, muhafazakâr
siyasetin kanatları altında yer almayı tercih ettiler. AK Parti bir
açıdan bütün cemaatlerin ittifakına dayalı bir üst siyasal işlev
görüyordu. Elbette Millî Görüş hareketi AK Parti’nin en temel
boyutuydu. İslamcılık içinden gelen çeşitli akımlar ve gruplar da
muhafazakâr siyasetin yanında zamanla yer almayı benimsediler. AK
Parti ve cemaatler arasında güçlü bir işlevsel ve inanç ittifakı
oluştu.” (Yeni Şafak, 14.12.13)
Bu yazıdan on gün sonra gelinen noktayı ise yine Yıldırım’ın şöyle yorumladığını gördük:
“Çatışma bir iktidar ve bir cemaat çatışmasını aşmış bulunuyor. Bütün toplumu, bütün grupları, bütün İslamî camiayı sarmış durumda. Yangın, evin yangınıdır. Ateş ve dumanlar her tarafı sarmakta.” (24.12.13)
Yıldırım’ın yazılarının yayınlandığı gazetede çıkan başka bazı yazılar, onun bu tesbitini doğrulayan kaygı verici işaretler taşıyordu.
Meselâ Mustafa Karaşahin imzalı şu satırlar: