12 Eylül döneminde darbe rejiminin baskısı altında yüzde 92 oyla
kabul edilen 1982 Anayasasının ülkeye verdiği çok boyutlu zararlar,
ard arda tetiklediği derin ve kronik krizlerle nihayet büyük ölçüde
anlaşıldı.
Ve yeni, sivil, demokratik bir anayasa ihtiyacı, hemen her kesim
tarafından dillendirilmeye başlandı. Partiler de bunu seçim
vaadlerinin en başına koydular.
Aslında, aradan geçen zaman içinde anayasanın epeyce maddesinde değişiklikler yapıldı.
Meselâ dönemin siyasî liderleri Demirel, Ecevit, Erbakan ve Türkeş’e siyaset yasağı getiren geçici madde, 1987 Eylül’ünde referandumla da kabul edilen bir düzenleme ile yürürlükten kaldırıldı.
Sonra 1995’te iktidardaki DYP-SHP koalisyonunun inisiyatifi ile, başlangıç metnindeki ihtilâl övgüsünün kaldırılması dahil, çok sayıda madde değiştirildi.
Ardından, 2001’de DSP-MHP-ANAP koalisyonu iktidarda iken, AB’nin ısrarlı takip ve tazyikleriyle, yine başlangıç kısmında yer alan ve Atatürkçülük karşısında hiçbir düşünce ve mülâhazanın koruma görmeyeceğini dayatan ifade başta olmak üzere, önemli değişiklikler yapıldı.