2017 Türkiye’sinde 30’lu yılların şeflik modeli örnek
gösterilerek “Birinci ve ikinci cumhurbaşkanları da partiliydi”
söylemleriyle gündeme getirilip öyle savunulan sistemin, 46
seçimini hatırlatan yöntemlerle sandıktan çıkarılıp yürürlüğe
konulmasından sonra verilen mesajlar da karışık ve çelişkili.
Bir taraftan yeni bir atılım döneminden dem vurulup
demokrasi, değişim ve reform sloganları seslendirilirken, diğer
taraftan “OHAL kalkmayacak” deniliyor.
OHAL hukukunun dahi göz göre göre hiçe sayıldığı keyfî uygulamalarla hukuk devleti kriterleri noktasında çok gerilere götürüldüğümüz halde, işin bu tarafı örtülmeye ve gözlerden kaçırılmaya çalışılıyor.
Aynı şey demokraside de söz konusu.
“Orta demokrasi tuzağına düşmeyeceğiz” deniliyor, ama demokrasimiz bırakın “orta” seviyede kalmayı, onun bile çok gerisinde bir yere sürüklenmiş durumda.