Yeni Asya’nın 47. yılında devam eden zorlu yolculuğunda yıllarca onunla birlikte yürüyüp şahs-ı manevî içinde yer alıp da “birşeyler”e takılarak bu beraberliğe son veren ve yolunu ayıran insanlara baktığımızda görüyoruz ki: Ayrılma gerekçesi ve bahanesi olarak gösterilen sebepler çoğu zaman basit ve sıradan şeyler. Bir manşete, başlığa, habere, yazıya, karikatüre ya da şahsa kızıyor ve tepkisini gazeteyi bırakarak gösteriyor. Bir anlamda pire için yorgan yakıyor. Yorganın, çoğunlukla, olmayan bir pire için yakıldığı da ayrı bir vâkıa... İtiraz ve tepkisinde haklı da olabilir. Ama bunu ifade edip gösterme yolunun hemen gazeteyi bırakmak olması garip değil mi? Üstadın her vesileyle hatırlattığı “Velâ teziru...” Kur’anî ölçüsünün burada da geçerli olduğu unutulmamalı. Bir hata yüzünden gazeteyi mahkûm etmek; saymakla bitmeyen hasenat ve hizmetlerini bir kalemde silip atmak bu prensibe uygun düşer mi? Bunca senelik birlikteliğin hukuku, anlık ve fevrî tepkilere kurban edilmemeli.