Köşemizin müdavim takipçisi olan ve Gündüz Alp imzasıyla yorumlar yapan müdakkik ve velûd okurumuz, geçen Perşembe çıkan “Cebi yananlar” başlıklı yazımız üzerine de her zamanki gibi fevkalâde isabetli ve ufuk açıcı yorumlarda bulunmuş.
Bir kısmını paylaşalım:
“Demokratik hukuk devletinden sapma ve otoriterleşme yalnızca cepleri yakmadı. Bir de ‘yüreği yananlar’ var ki, bu, cebin yanmasından da beter. İki yıla yaklaşan OHAL rejimiyle hak, hukuk, hürriyet, adalet ve demokrasi keyfîliğe feda edildi. Ve cepler yanmadan önce yürekler yandı. Üzülerek ifade edeyim ki, toplumun bir kesimini hedef alan bu yürek yangınında, yangını söndürmeye koşması gerekenler—Yeni Asya hariç—bekle-gör politikası takip ettiler. Bu da tekçi sistem sevdalılarını cesaretlendirdi ve yangın tüm ülkeyi sardı. Ekonomik hayat cepten ibaret değildir. Güven, istikrar, hürriyet, adalet, demokrasi olmazsa cepler de, yürekler de her zaman yanmaya hazırdır. Cep ve yürek yangını istemiyorsak, 24 Haziran’da tercihimiz hürriyetçi demokrasi olmalıdır.”
Gerçekten, ekonomideki endişe verici gidişattan ceplerinde giderek daha çok hissedilir hale gelen yanma ile etkilenenlerden çok daha evvel, öncesinde başlayıp OHAL’le iyice tırmanan hukuksuzlukların yol açtığı yürek yangınları nice masumun kalbini yakıp kavuruyor. Mübarek Ramazan’da bile yine hız kesmeden devam ettirilen haksız ve hukuksuz uygulamalar vicdanları kanatıyor. Haksız yere zindanlarda süründürülen masumların feryatları Arşa yükseliyor.