Yusuf Ziya Ortaç 1948 yılında yazdığı “Şikâyetler” yazısında ruhumuzun kumaşını kemiren küçük güvelerden söz eder. Bu küçük güveler, bazen farkına bile varmadan yaşadığımız günlük yaşamın küçük olaylarıdır. Ortaç, “Hemen her akşam eve içim sıkkın dönüyorum,” diye başladığı yazısında, o günün insanını, yani 1940’lı yıllardaki insanı gerip bunaltan gündelik yaşamın küçük olaylarını sıralıyor:
“İskele kapısını geç açan memur, gişede bulunmayan biletçi, tramvayı durdurmayan vatman, sokağı suratınıza süpüren temizlik işçisi, fazla para isteyen taksi şoförü, parmakları kokan berber, karası ellerinize sıvaşan gazete, merhametinizi iğrendiren dilenci...”
KIRIK HEYKELİN TUTANAĞI YOK
Ortaç’ın bu yazısını kendi yaşamınıza, bu güne uyarlayarak yeniden yazın, diye üniversitedeki öğrencilerime ödev olarak verirdim. Şimdi bu ödevi kendime veriyorum, bakalım neler yazacağım?