Ben ara transfer dönemine yukarıdaki başlıkta yer aldığı gibi “Ara iş” olarak bakıyorum. Ve de bazen inanılmaz gelişmeler yaşanabiliyor. Geldikleri takımlarda oynamayan oyuncular kapış kapış gidebiliyor. Ya da yapılmış hatalı transferlerden kurtulunmak için para bile veriliyor. Gelecek oyuncunun belki de hiç hazırlık kampı yaşamadan takıma katılıp büyük işler yapmasını beklemek gibi hayalcilik de yaşanıyor.
Peki, bizde durum ne? Tabii ki en çarpıcı olanı VanPersie’nin Fenerbahçe’den gönderilmesi veya bu Hollandalının onca malı götürüp tüymesi... Gelen bilgilere göre bu sezonki 5,5 milyon avronun yarısını almayıp sözleşmesini fesih ettirecekmiş. Ben bu satırları yazdığımda bana henüz net bilgi gelmedi ama, sağlam kaynaklar böyle diyor. Eh maliyeti 20 milyon avroyu bulan bu zat-ı muhterem alınırken alanların akılları neredeydi diye sorarsak ayıp mı etmiş oluruz. Kaldı ki kulübün başkanı da, benim yazdığım yazıdan üç gün sonra, bu oyuncunun geldiğinde sakat olduğunu itiraf etmişti ekranlardan kendi sesi ve kendi görüntüsüyle... Haaa zararın neresinden dönülürse kardır derler ama bu işte de öyle midir durum?
Devam edelim... Fenerbahçe Ozan için Bursaspor’a yedi milyon avro bonservis ödemişti. Eh kendisi de iki sezonda bir beşlik indirmiştir. Ve şimdi kadroya alınmadı ve kendine kulüp bul denildi. Sizce Ozan’a bugüne kadar ödenen paranın beşte biri kadar para verecek bir alıcı çıkar mı? Düşünebiliyor musunuz; biri 36 yaşında, diğeri 22 yaşında iki oyuncu için neredeyse aynı metot uygulanıyor.
Gelelim Cenk Tosun’a... Everton forması içinde ilk demecini aslan gibi İngilizce veriyor. Helal olsun! Almancası da vardır. Beşiktaş’a bedava gelmişti, şimdi çuvalla para kazandırarak gitti. Üstelik iki lig şampiyonluğu, Şampiyonlar Liginde onca golle kazandırdığı paralar da cabası... Şu Şenol Güneş var ya, kimleri uçurmadı ki? Burak Yılmaz bunların belki de en birincisi...