Fenerbahçe Başkanı Ali Koç’un “Avrupa Kupalarına katılmasak da olur...” cümlesini, biraz da yüksek dozda eleştirmiştim. Çünkü 111 yıllık tarihi olan Fenerbahçe, benim bildiğim kadarı ile hiçbir başkanı tarafından, hele hele futbolda hedef küçültmemiştir. Ama desenize, rahmetli Rüştü Dağlaroğlu’nun 1957’de, yani 50. kuruluş yılında yazdığı kitaptan sonra bu büyük kulübün tarihini paçavraya çevirenlere hiç ses çıkarılmadıktan sonra... Hele hele ünlü 1907 Derneği’nin 2 bin 500 avroya sattığına... Pardon; kimdi o zaman bu derneğin başkanı?
Koç, Yıldırım’ın devamı mı?
Bu soruya nereden mi geldim? Hemen açayım. Aziz Yıldırım başkan iken, bizim Türkiye gazetesi, Daum’un takımın başına getirileceği şeklinde bir manşet atmıştı. Aziz Bey de 23. 10. 2000 tarihli antetli kâğıttaki, ıslak imzalı “Kokain içmekle suçlanan birinin Fenerbahçe’nin başına getirileceğini yazmanız sizin ayıbınızdır” cümlesini de içeren tekzibinde Mustafa Denizli ile devam edileceğini belirtmişti. Yani mi? Eh, Ali Koç da Ersun Yanal için neler demişti? Daum gelmiş miydi? Ersun Yanal geldi mi? Ne de olsa altı sene birlikte çalışmış olmak var ya...
Şenol Hoca’nın yanı bomboş!
Allah’tan haftalar önce yazdım ve ekrandan söyledim... Dedim ki “Ey Beşiktaş yönetimi Şenol Hoca’ya yardımcı olarak bula bula ‘Survivor’cı İlhan ile site korumalarının şişe yetiştiremediği Guti’yi mi buldunuz? Hadi Şenol Hoca yıprandı ve yoruldu, peki siz ne iş yaparsınız? En azından Vida’nın yanına Atiba’yı koysak acaba ne olur gibilerinden ısrarcı olsanız... Şu Ljajic’i son adam arkasına koysanız nasıl olur filan gibi... Madem Babel sağlamdı, niçin ilk on birde yoktu diye sorsanız. Özetle Şenol Güneş yalnız ve cesuru oynamakta ve de yanlışlar yapmaktadır.
Gümüşdağ örnek olsun!
Başakşehir Başkanı Göksel Gümüşdağ, Galatasaray kongre üyeliğinden
istifa etmiş. Geçenlerde bir ekranın altyazısı bu şekildeydi.
Araştırdım. Haber doğru imiş... Şimdi sadede gelelim. Şu anda başka
kulüplerde de başkanlık yapıp, özellikle de “Üç Büyükler”in üyesi
olanlar var. Onların da acilen Gümüşdağ’ı örnek almaları gerekir.
Yoksa onların takımları bu “Üç Büyükler”den birisiyle oynarken
insanın ister istemez kafası kaşınıyor. Zaten kaşınmışlık da
vardır. Hele hele maç puan cetvelinde önem taşıyorsa...