O bir hazırlık maçı idi, sonucu beni hiç mi hiç ilgilendirmez. Ama millî arada Boluspor-Fenerbahçe maçı olması garip geldi. Hani İstanbul’da tonla diğer liglerin takımı dururken... Sonra aklıma bir önemli (!) transfer gelince, hah işte dedim... Hatırlarsanız Boluspor, eti budu nedir ki, Fenerbahçe’den bir milyon avro bonservis ödeyerek bir kaleci transfer etmişti. Takımın toplam maliyeti acaba neydi? Bunun yanı sıra o kaleci kaç maç oynadı ki? Tabii ki bu ülkede kabul edin etmeyin, yerseniz kanunu geçerlidir... Bence bu transfer Fenerbahçe’nin de, Boluspor’un son 30 yıldaki en büyük (!) transferi olmuştur.
İki millî maç ve durum!
Lucescu’nun çok esaslı bir kulüp takımı hocası olduğunu yıllardır
iddia eder dururum. Zaten eserleri de ortadadır, Ama millî takımlar
için aynı iddiayı ortaya koyamam... İki maç oynadık, bir kazandık,
bir de kazanırken takıldık... Ben bu maçlarda bizim millî takımın
belli bir oyun kalıbına girip, rakibe göre, sonuca göre değişim
gösterdiğini gözlemedim. Şimdi İran ve Rusya maçları var... Yani
Dünya Kupası katılımcıları... Umarım fazla isim ve oyun anlayışı
değişimine uğramadan çıkarız bu maçlara...