Fenerbahçe, maç başlamadan da ilk kazanabileceği oyuna çıkacak takım olarak görüldü. Çünkü Gençlerbirliği bundan önceki iki maçında da henüz Süper Lig düzeyinde olmadığını adeta haykırır gibiydi. Tabii ki kenardaki yönetimi de öyle...
Aykut Kocaman bu maça Hasan Ali ve yenilikler olarak Juliano ve Soldado ile çıktı. Böylece Topal’a Ozan eşlik ediyor, en güvenilir adam olarak görünen Josef de Sousa kulübede kalıyordu. En büyük yenilik, hatta devrim de diyebiliriz, en önde Soldado’nun ilk on birde sahaya çıkacağı idi. Peki, bu yenilikler Fenerbahçe’nin oyunun pahalı takım görüntüsüne büründürebilmiş miydi? Hayır! Biraz olsun Valbuena her topa maydanoz olma alışkanlığından vazgeçmişti. Buna sebep de Juliano’nun da aynı huyda oluşu idi. Ancak ne var ki bu paylaşım da Fenerbahçe’nin oyununa ne hız getirebilmiş, ne de rakibin savunma hatlarının dağılımı sağlayabilmişti. Dirar, sanırım bu görevde kulübe transfer kahrı yaşatacaktı. Arka blok göbek de, Rantie dördüncü hakemin cinayet kararı ile atılana kadar neler çekti neler. Çünkü Ankara takımının oyundaki hücum planının en ağırlıklı noktası Rantie’nin topla veya topsuz göbekten içeri dalışlarına bağlanmıştı. Yani Fenerbahçe yüklenecek, pas vıdı vıdısı ile Gençler takımını sarsacak ve bu arada birileri bir topa vurabilirse gol bulacaktı. Gençler de çıkabilirse ortadan direk topla Rantie’yi kaçıracaktı. Tam anlamıyla süper lig adına yakışmayacak bir futbol kurgusu...