Geçen haftaki köşeme
yetiştiremediklerim arasında Burak Yılmaz’ın Çin’den gelişinde
Trabzonspor’la yaptığı sözleşme vardı. Bu sözleşme karşılığı bir
tek Trabzonspor’un tapusunu almamış ya da vermeyi unutmuşlar.
Ayrıntılara girmek istemiyorum zaten sinir kat sayım tavanda...
İstanbul saltanatına son vermiş kulübün haline bakınız! Ama
diyeceğim şudur; Burak’ın zerre kadar suçu yoktur. Bu sözleşmeyi
imzalayan ne kadar Trabzonspor yöneticisi varsa disipline sevk
edilmelidir. Sonra mı? Onu bilemem işte...
David
Dayı!
Fenerbahçe altyapının patronajına
Antalyaspor altyapısının İspanyol ismi David Badia’yı getirmiş.
Adam anında kelle alıyor. Dereağzı’nda Altınordu U-19 ile yapılan
maçı izleyen eski futbolcuların hepsini kovdurmuş. Bir daha da
oralarda görmek istemediğini görevliye emir olarak belirtmiş. Sen
kimsin yahu? Sen dünyanın bilmem neresinde iken o futbolcular bu
forma için ter döküyordu. David’i kim mi oraya getirdi? Onu
yazmayacağım işte... Nasılsa kokusu yakında çıkar!
Ljajic
mi?
Beşiktaş, Yeni Malatyaspor’u
Vodafone Park’ta yendi. Eh yüzde yetmiş bu sonucu tahmin eder,
sorsanız. Ama burada da asıl kazanç Ljajic gibi bir ismi
kazanmaktır. Kim bulduysa tebrikler! Bu arada Lens’in bu takımda
yeri olmadığı gerçeğinin bir kere daha su yüzüne çıkması... Nasıl
kazançlar ama? Acaba Şenol Hoca, Vagner Love-Ljajic önlü arkalı
oyunu dener mi?
Nur içinde yat Sacit
Ağabey!
Geçtiğimiz cumartesi günü
ekrandan bir haber düştü. Fenerbahçe’nin efsanelerinden basketbolcu
Sacit Seldüz 95 yaşında vefat etmişti. Hemen elimdeki fotoğrafa bir
kere daha baktım. Rahmetli Batur baba daha 18’inde... Rahmetli
Yılmaz Gündüz, ki A takımında da santrfor oynamıştı, aynı zamanda
atletizm takımında ter akıtmıştı, sayısız filmde rol almıştı...
Rahmetli Altan Dinçer ve sağ olduğunu sandığım Erdoğan Karabelen...
Beşe bakın! Bir tek rahmetli Hikmet Vardar eksik... Hani şu
görülmemiş faul atışlarıyla tanınan... Pardon; Can Bartu’yu
unutmayayım... Haa bir de Sacit Ağabey’in cenazesi hakkında hâlâ
bir bilgi yok... Ne ayıp değil mi?
İşte Batı ile
farkımız!
Fransa Millî Takımı’nın kaptanı,
kaleci Lloris İngiltere’de alkollü araba kullanırken yakayı ele
vermiş. Ceza mı? 50 bin pound para ve de 20 ay ehliyetine el
koyma... Bizde olsaydı? “Vay koçum be, Dünya Kupası’nı nasıl
kaldırdın be... Hadi yavaş yavaş yürü...” Allah aşkına beni tekzip
edin trafikçi kardeşlerim!
beIN bilginleri
çuvalladı!
Alanyaspor-Trabzonspor maçı
öncesi malum yayıncı kuruluşun otoriteleri Şansal Büyüka, Tümer
Metin ve Mehmet Demirkol, biraz da makara geçercesine, şu ortak
görüşte birleştiler, “Trabzonspor rahat alır...” Bendeniz de
birlikte maç izlediğim iki arkadaşıma, “Zor maç olur. Alanyaspor’un
şu anki durumu aldatmasın. Ciddi etkili oyuncuları var...” dedim.
Bir Alpay-Bülent Korkmaz karışımı Merih’i de hiç katmamıştım.
Nasıl olsa mangırı verip yayıncı kuruluşa teslimiz ya... Pardon
unutuyordum; Gökhan Zan’ın kariyerine de yazık edeceksiniz
haaa...
Maç mı kazanıldı
yoksa...
G.Saray ligin yenilgisiz takımı
Kasımpaşa’yı dörtledi. Tebrikler! Asıl önemli olanı ise 18 yaşında
ciddi özellikleri bulunan bir stoperi sahaya sürmek... Bitti mi?
Hayır! Donk’un ön liberoluğunda Emre ve Ndiaye’nin orta alanı
almaları. İşte asıl kazançlar! Acaba derim Belhanda ve Fernando
yolcu mu? Tabii ki bir de Devler Ligi’ndeki
3-0’lık siftah... Bu da takımın Terim modeline
yakınlaştığının kazancı...
Stat turuna
sorular!
Fenerbahçe Başkanı Ali Koç basına
bir stat-müze turu attırdı. İyi de, içinde 42 adet tarihî hata
bulunan ve bunu rağmen 2.500 avroya satılan, yani resmen yanıltıcı
“Asr-ı Fener”i nasıl da iftiharla sundu... Yazık! Var mı benimle
tartışacak? Bitti mi? Hayır! O büyük fotoda Atatürk kulübü ziyaret
mi ediyor ki? Elinde bastonu, yanında minik Ülkü ve 1918’de fötr
şapkalılar... Yani bütün bunlar Atatürk 37 yaşında iken...
Yapmayınız Allah aşkına!