Benim 50 yıllık meslek geçmişim içinde iki tane saha olayları
sebebiyle tatil edilmiş, yani hükmen sonucun alındığı mücadele
hatırlıyorum. Bir tanesi Trabzon’da Erman Toroğlu’nun yönettiği
Trabzonspor-Beşiktaş maçıydı. Erman Hoca’nın tıpkı dün akşamki gibi
uyarıları sırasıyla yapması sonrası yardımcı hakem Hüseyin
Karaca’nın başı yarılmış ve hoca da maçı tatil ederek Ankara’ya
dönmüştü. Diğeri ise Olimpiyat Stadı’nda o zamanki adı Büyükşehir
Belediyespor olan takımla Diyarbakırspor arasında cereyan etmişti.
Hakemlerin bir kararından sonra -yanlış hatırlamıyorsam Hüseyin
Göçek’ti- Diyarbakırspor taraftarları sahaya dalınca hakem soyunma
odasına gidip maçı tatil ettiğini açıklamış ve Diyarbakırspor
hükmen mağlup ilan edilmişti.
Bakın burası çok önemli değerli okuyucular; Bu yazdığım son olaydan
sonra talimatlarımızda bulunan ‘aynı olayın iki defa
tekrarlanmasına sebep olan takım küme düşürülür’ diye bir madde
vardı. Ama söz konusu Diyarbakırspor olduğu için bu madde derhal
değiştirilerek dört maça çıkarıldı.
İşte Türkiye’deki bu kafalar, bahsettiğim iki maçla birlikte dün
akşamki maçın da aslında bir numaralı suçlularıdırlar. Cezası
olmayan, ya da cezası çok hafif olan suçların tekrarlanmaması
mümkün değildir.
Bakınız değerli okurlar, omzunda üç yıldız bulunan bir baş komiser
hakem, yardımcısının kafası yarılıp da sekiz dikiş atıldığında aynı
statta maçı oynatmış, sonrasında da ‘50 bin seyirci vardı, ne
yapabilirdim ki?’ demiştir.
Dün akşamki maç sırasında nereden bakarsanız 10 dakika içinde 15
telefon geldi. Arayanların tamamı ‘Bu ne biçim seyirci? Rakip on
kişi, beraberlik bile yetiyor’ yakınmasında bulunurken ben onlara
şu cevabı verdim; ‘Cezanın olmadığı ya da kuş gibi hafif olduğu bir
ülkede suçu işleyenleri birinci dereceye koyamazsınız. Bu dün akşam
yaşananlar, bir ibret olur diye umarım. Bu hakemlerin temsilcilerle
birlikte değerlendirme yapıp verdikleri karar Beşiktaş’ı finalist
yapmıştır ve Fenerbahçe’nin d...