Bizim ligde diplerde oynayan ama tabii ki bir an önce tepelere
çıkmak isteyen F.Bahçe, UEFA Avrupa Ligi'nde kimlerin bir üst tura
çıkacağı konusu bulmaca olan grupta ne yapacaktı ki? Anderlecht
takımının benim gençlik yıllarıma rastlayan ekibi insana parmak
ısırttırırdı futbol oynarken ama bu yeni Anderlecht sadece orta
alanındaki kalabalıkla tek top oynayıp etkili hücuma kalkar gibi
görünen ancak önde de bu organizasyonları tabelaya yazacak
elemandan yoksun bir takım.
Bizim F.Bahçe'ye gelince; Cocu'nun böyle bir takıma üçlü savunmayla
dizilişi, çabuk top alış verişlerine orta alanda çanak tutmak
anlamı taşıyordu. Acaba F.Bahçe Teknik Direktörü Cocu bu gruptaki
maçları izleyebilmiş midir ya da kendi ülkesine sınır komşusu olan
Belçika Ligi'nde bu Anderlecht'in hangi fazlalıkları vardır farkına
varmış mıdır? Bence hayır!
Bakkali isimli bir bilinmez oyuncunun attığı iki şık gole bir Frey
büyük ikramiyesiyle ikinci yarıda hemen cevap veren F.Bahçe, Hasan
Ali'nin teknik kokan golüyle de skoru eşitledi.
Ya sonrası?
Tam anlamıyla karşılıklı bir al sana ver bana ikram ziyafetiyle
geçti diyebiliriz. Şimdi burada üzerinde en çok durulması gereken,
F.Bahçe'nin bizim ligdeki rötarı kapatma adına da böyle üçlü
savunmayla oynayıp oynayamayacağıdır. Şunun altını bugünden
çizmekte yarar vardır; bizim ligin takımlarının orta alanları bu
kadar çok top alıp veremez belki ama ön tarafa getirdiklerini de
tabelaya rahat yazarlar.
Bu sonuçla grupta Dinamo Zagreb'in neredeyse bir yukarıya çıkışı
garantilemişken F.Bahçe'nin diğer iki rakibinin kadro ve oyun
anlayışını masaya yatırırsak ikinci olarak çıkmaması acaba kimin
kabahati olur?
MAÇIN ADAMI: Hasan Ali