Geçtiğimiz perşembe günü Başkan Erdoğan’ın Ankara’daki “11 önemli iş” programını sunuşundan önce A Haber’in röportaj konuğu Çiğdem Karaaslan idi. Müthiş keyifle ve imrenerek izledim. Keşke dedim, benim kızlarım, şimdi torunlarım böyle bir çizgide olsalar... Harika bir Türkçe ve konu geniş bilgisi... Kendileri Samsun milletvekiliymiş. Haaa sanırlar ki yakın tanıdık. Asla... Bir daha yolda görsem tanıyamazsam şimdiden özür dilerim. Helal sana Tayyip kardeşim, neler bulup çıkarıyorsun be! Pardon be; başı da açık idi haaa Çiğdem Hanım’ın... En büyük sıkıntım ve derdim, Tayyip kardeşimden sonra kim idi? Şimdi sıkıntımdan bir eksilme daha oldu. Ülkemin geleceği emin ellere geçmiştir çoktan...
Yayıncı kuruluşun uçan adamları!
Önce hemen onu yazayım. Yayıncı kuruluşta yorum yapan iki teknik
direktör var. Kulüpler takımlarını yüceltebilmek (!) adına neden
bunları işbaşına getirmezler? Devamla, Alanyasporlu siyahi
oyuncunun attığı golü övmekle bitiremediler. Hem de Sergenvari
yorumu ile... Devre biterken adam top benden gitsin de,
Galatasaraylı kapmasın diye öylesine vurdu... Muslera yarım adım
önde olsa, göğsüyle tutacak neredeyse...
Şenol Hoca’m yine anlamadım!
Geçen haftaki köşemde Şenol Güneş hocamın yaptığı değişiklikle
takımı çorbaya çevirdiğini yazmıştım. Bu yüzden de iki puan uçmuştu
içerideki maçta. Antalya’da da aynısı oldu ama skor kendi kalesine
harika (!) bir gol atan Salih sayesinde patladı... Caner’in
yerine Larin... Hem de 3-1 galip iken... Güven’in yerine Medel, hem
de 4-1 galip iken... Neyse ki arka dörtlü ve Atiba vardı sahada...
Kagawa mı? Eh geldiği yer belli...
Kimdir bunlar Ali Bey?
Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, son Yüksek Divan Kurulu toplantısında
yaptığı konuşmanın bir yerinde şöyle dedi: Bırakın yönetime gelmek,
bazı iç mihraklar medyadaki iş birlikçileriyle kulübü ele geçirmek
için yoğun faaliyet içindeler... Vay canına! Ali Bey; Bu kişilerin
isimlerini açıklamak zorundasınız. Tabii ki medyadaki iş
birlikçilerinin de... Herkes bilsin, öğrensin. Öyle ya kime selam
verdiğimizi, kimin elini sıktığımızı bilelim. Bu sapıklardan uzak
duralım. Değil mi? Yoksa inanasım yoktur bilesiniz.
Başın sağ olsun Hoca’m!
Fatih Terim hocamın babası Talât Bey rahmetli olmuşlar. Başta
Hoca’m olmak üzere bütün aileye başsağlığı diler, merhuma Allah’tan
rahmet dilerim. Hoca’m bu arada futboldan uzaklaşamam bunu
bilirsin. Yunanlı santrforu daha dün almışsınız ve 48 saat
geçmeden, hem de Alanyaspor deplasmanında ilk on bire koyuyorsunuz.
Kimi keserek? Son maçların golcüsü Sinan’ı... Fatih Hoca’m, bu
Yunanlı daha yakınındakilere hangi dilde sesleneceğini bilmiyor. En
azından pas alıp vermek adına... Bu arada Alanyaspor’un klasmandaki
yerine kanmayınız. İyi bir hoca ile ilk beşin takımı olabilir.
Koşmak yetmez, görüş gerekli...
Göztepe çok koşuyor. Ama kenarda maçı seyirciden daha fazla seyirci
olarak izleyen hocası var. Takımının sol tarafının ilk yarıda felç
edilişine seyirci mi seyirci... Geri dörtlüsü sayesinde ucuz
kurtuldu. Fenerbahçe’de mi? Ersun Yanal son maçı kazanan kadrosunun
sadece sol arkasını değiştirmişti. Çok artı pas yaptı ama öndeki
tutukluk yüzünden sadece 2-0 kazandı. Bu arada Dirar’ın ne olduğunu
da sanırım önce Comolli, sonra da onun dümeninde gidenler
görmüştür. Tek eleştirim, Sadık’ın o darbeden hemen sonra kenara
alınmayışınadır. Maç akşamı tenkit yazımda da değinmiştim. Nitekim
15 gün yok... Pardon unutmadan; Bu Ayew’in babası kimdir
Ersun Hoca?