Ersun Yanal hâlâ bu formayı giyenlerle bize bekleneni sunamadı.
Bu maç iki Mehmet’in gayretiyle kazanıldı… Fenerbahçe-Y.
Malatyaspor maçıyla ilgili birkaç şey aktarayım; Ben uzun zamandan
bu yana derbiler dâhil, Avrupa maçları bir kenara bu kadar çok not
tuttuğumu, bu kadar karmaşık bir oyun çözmeye çalıştığımı
hatırlamıyorum. Ligin tepesinde rüzgâr estiren Malatyaspor, bir
kere uzun süre dokuz kişiyle oynadı. Yani Adem’i ve Ömer’i
saymıyorum. Daha sonra bir de Ahmet girdi ki indiler mi sekize!
Bunun yanı sıra düne kadar iyi bir organizatör olarak izlediğimiz
Guilherme’de sanıyorum bizim ligdeki en kötü maçını oynadı.
Aleksic’in oyundan alınışı da benim anlam veremediğim bir teknik
direktör uygulamasıydı.
Ev sahibine dönersek, maçın ilk yarısında rakibin biraz önce
anlatmaya çalıştığım sakat yapısından da yararlanarak ayağa
toplarla oyuna garantili çıkan taraftı. Hele hele Mehmet Topal’ın
stoperler arasından yaptığı paylaşımları çok büyük bir oranla
arkadaşlarına oyun kurmak adına servis edişi dikkat çekiciydi.
Tabii Malatya’da sahada olduğu sanılıp eksik görünenler
listesindeki gibi aynı eleştiriler için Fenerbahçe’de Ayew’i başta
sayarsak Benzia’yı da ona eklersek yukarıda değinmeye çalıştığım
ilk yarıdaki Fenerbahçe doğrularındaki bu iki olumsuzluk ev sahibi
lehine çalışmayan tuhaflıklardı.
Fenerbahçe, o ilk yarıdaki yukarıda anlatmaya çalıştığım oyun
yapısını ikinci yarıda yine kaybeder gibi oldu. Tabii oyuncu
değişikliklerinden sonra Dirar’ın bir süre orta sahada görev alması
hem temponun düşmesine hem de o pas kurgusunun paylaşılmasındaki
sakatlığı oluşturdu.
Bu arada şu VAR’dan da bir kere daha bahsedeyim. Burada görev alan
arkadaşlar, tabii maçın hakemini de onlara katarsak, bir penaltı
uydurarak hiçbir işe yaramadıklarını bir kere daha
sergilediler.
Ersun Yanal’ın hâlâ bize forma içindekilerle istenileni sunamaması
Mehmet Ekici’den sonra bir başka Mehmet’le yani Topal’la bu defalık
da affa uğradı. MAÇIN ADA...