Son Dünya Kupası takımlarından
İsveç’i, hem de oralarda, 2-0 yenilgiden 3-2 yenebildik. Skor tabii
ki önemlidir, hele hele maç resmî ise...
Ama bence önemli olan gelecek
için oyuncu kazanmaktır.
Çünkü ciddi Avrupa Şampiyonası ve
Dünya Kupası için günler göz açıp kapayana kadar geçer. Evet, Zeki
ve Ömer adlarında iki bek kazandık. Ama savunma ortamız, yani
tandem maalesef henüz ne asilli, ne de yedekli! Üstelik ligdeki
takımlardan da alınacak yerli ya bir, ya da iki... Cenk’e acilen
alternatif gerekli... Neyse ki Serdar ve Emre yeni silahlarımız...
Oğuzhan dirildi, Okay gurbette daha derli toplu hâle gelecek
gibi... Kaleciler mi? İşte burada ellerimizi yukarı açıp
bekleyeceğiz...
Orman tek
adaymış!
Ben bu işten hiç bir şey
anlamadım. Şu malum olağanüstü Beşiktaş kongresinden... Ben bu
satırları yazarken gelen bilgilere göre, şu anki başkan Fikret
Orman tek aday olacakmış. O zaman bu seçim işine ne gerek vardı?
Çalışmakta uyum zorluğu çektiğiniz arkadaşlar istifa ederler,
yerlerine yedeklerden isimler alınır, iş biterdi. Haaa tüzük mü? Eh
onun için toplardınız kongreyi, bir saatte harç biter yapı paydos
olurdu...
Fenerbahçe; bu doğru
mu?
Geçtiğimiz hafta sonuna doğru
neredeyse bütün gazete ve televizyonlarda Fenerbahçe’de sözleşmesi
sona erecek bütün futbolcularla yeni sözleşme imzalanmayacağı
şeklinde haberler vardı. Bekledim bekledim, ne yalanlama var, ne de
en azından yarı yarıya azaltma... Desenize Comolli cennete
düşmüş... Eh, beyzbol kitabından eğitim alırsanız ve de çevrenizde
de işten anlayan olmazsa neler neler yapmazsınız
ki...
Böyle bir anlaşma olur
mu?
Geçtiğimiz hafta sonuna doğru
Fenerbahçe’de ‘nesine.com’ bahis şirketi ile sponsorluk anlaşması
imzalandı. Peki, yarın hiç olmadık bir maçta hiç olmadık iki
devreli bir sonuç çıkarsa dedikodu yarışması olmaz mı? Kim bilir
belki de bu bahis sitesi Fenerbahçe maçlarını yok sayarak
çalışacaktır... Ne bileyim yahu!
Ucuz isimsizler
ve pahalı palavralar!
Ligin dördüncü haftasındaki
izleyebildiğim maçlardan sonra mini bir liste çıkarabildim. Mensah
ve Cherry (Kayserispor), Nwakaeme ve Hosseini (Trabzonspor), Sakho
ve Saivet (Bursaspor)... Merakım odur ki, bunlar için kaç para
bonservis ödendi ve kendilerine yıllık biçilen rakam nedir? Peki,
Galatasaraylı Belhanda, Fernando, Feghouli mi? Ufff! Fenerbahçeli
Reyes, Ayew, Slimani, Frey ve Brezilyalı mı? Ufff! Şu ünlü
menajerlerle ortaklarının yaşantılarını bir izlesenize
be!
Bizim İsmet de
gitti!
Sanki basketbol için yaşayan
İsmet Badem kardeşimi de kaybettik. Başımız sağ olsun! Tercüman’ın
parlak yıllarında potaya yönelmeyi bıraktıktan sonra gelip
çayımızı, kahvemizi içmiş ve sonrasında ince ince maç yorumu
yazmaya başlamıştı. Servise geldiğinde ilk sorusu bana olurdu; “Bu
haftaki falanca maç ne olur?” Nurlar içinde yat!
Yaşasın
TRT!
Bir önemli futbol akşamı, daha
doğrusu gündüzünden beri, kıvrandık durduk. Millî maçımız hangi
kanalda idi. Bizim Ömer’den TRT’nin Erdoğan’ı çoktan Trabzon’a
gönderdiğini öğrendim de, ama başlama düdüğünden beş dakika sonra
Erdoğan’ın sesini işittim. Neyse, dört yıl millî maçlar TRT’de
imiş. Be devlet; neden inletirsin ki bizleri! Bitir işi taaa
başından beri, bugünkü alkışlarımızı
şiddetlendirelim...