Fener ful kadrosuyla sahadaydı da, Ekici dışında hiçbir
oyuncusu ortalıkta yoktu. Ersun Yanal’ın takıma katkısı koça bir
hiç! F.Bahçe’nin kupa maçını 5 golle kazanmış on biri
eksiksiz olarak Antalya Stadı’na ayak basarken, ev sahibi as
takımının yarısından fazlasını kaybetmiş olarak diziliyordu sahaya.
Öylesine kritikti ki bu eksiklikler, dörtlü savunma ki, sistemin en
hayati yeridir, tandemi hiç birbirini tanımayan ikiliden
kurulmuştu. Hâl böyleyken oyunun daha dakikası dolmadan F.Bahçe’nin
Soldado ile kazandığı ama gole çeviremediği pozisyonun maçın en
çarpıcı tehlikesi olması, işte o arızalı tandemin hediyesi
idi.
Antalyaspor, özellikle savunma ve orta alanında hele hele Chico da
sakatlanıp çıktıktan sonra tam manasıyla çökmüşken F.Bahçe’nin -bir
kere daha altını çizelim- eksiksiz ful kadrosu ne doğru dürüst bir
atak organize edebildi, ne de ‘Bu da kaçar mı’ gibilerinden bir
pozisyon oluşturabildi. Buraya kadar yazdıklarım F.Bahçe’nin artık
net bir biçimde eldeki elemanlarla doğru oyun düzeni ve kurguyu
oluşturamayışının açık ispatı oluyordu.
Antalyaspor Teknik Direktör Bülent Korkmaz maçın geneline şöyle bir
bakarsak tam soyadına uygun bir biçimde, yarısı olmayan kadrosuna
bu oyunu oynatabildiyse ki, zaman zaman pas yaparak, oyuna da
çıkabildiler; helal olsun!
Peki, büyük umutlarla F.Bahçe takımı teslim edilen Ersun Yanal, ne
gibi bir artı koymuş olabilirdi? Bence hiç! Sadece sakatlığını ve
maç eksikliğini tamamen bitirmiş olan Mehmet Ekici ortalıkta
vardı.
Ben Ümit Öztürk isimli hakemimize bir kere daha değineceğim; ciddi
hakemlik falsosu verenlerin göğsündeki FIFA kokardı yoktu ama tam
anlamıyla gördüğünü çalan, oyuna çok hâkim, duruşuyla o kokardı
çoktan hak etmiş bir genç arkadaşımız...
Unutmadan ilave edeyim, maçın bitimine 30 saniye kala Reyes’in
oyuna girişi hakkında Ersun Yanal Hoca’dan çok ciddi bir açıklama
beklerim… Tabii ki F.Bahce’nin bu maçtan dönüşü nasıl oldu,
ço...