Milli Takım içinde yaşanan onca problemden sonra sezonun son
maçında Kosova’yı çok kolay yendi. Öyle oldu çünkü rakip futbolu
yeni öğrenen bir topluluk görüntüsünde idi. Oysa maçı anlatan
spiker kardeşimiz rakibin oyuncularını Avrupa’nın takımlarına
dağıtmıştı bile... Ama takım olabilmek başka şeydir, tek tek iyi
oyuncu olmak başka şeydir. Hep iddia ederim; Ronaldo’yu veya
Messi’yi buraya bizim büyüklerden birine getiren hallerine
gülersiniz iki maç sonra...
Peki, ya Milli Takım? Beş gün önce Makedonya ile oynanan maça bir
anlam veremediğimi yazmıştım. Çünkü sahaya çıkan takımdan kaç
kişinin Kosova ile oynanacak maçta ilk on biri oluşturacağını merak
ediyorum demiştim. Nitekim maça bir öncekinden sadece dört kişiyi
alarak çıktık. Kaleci Volkan, Gökhan Gönül, Çağlar ve Ozan’ın
dışındakiler bir önceki maçta hiç yoktular, ya da bitime az bir
zaman kala girmişlerdi. Yani o Makedonya maçı hazırlık anlamı falan
taşımıyordu. Acaba neydi Fatih hocama sormak isterim. Hoş,
kendileri bazı oyuncuları görmek istedim demişlerdi ama, koca bir
lig boyunca onları hiç mi seyretmemiş miydi?