Millî maç arasından sonra fikstüre oturmuş olan Trabzon-F.Bahçe
maçı acaba nasıl bir futbol ve kimin üstünlüğüyle geçer muhasebesi
yapılırken ev sahibinin tutukluluğu, ona karşılık anlı şanlı spor
medyasının yorumcularının hemen göklere çıkardığı bir fos
Hollandalı hocayla maçın skoruna etki edebileceği sanılıyordu.
Fakat F.Bahçe’nin bu maça da yine anlı şanlı spor yorumcularının
övdüğü çift santrforla çıkması futbolla yakından ilgilenen bir
kimsenin aklının köşesinden geçemezdi. Hani güya Frey, savunmasına
da, orta sahasına da yardım ediyordu ya, ama öyle bir maç oynandı
ki Onazi, Sosa ve Yusuf’tan kurulu Trabzon orta sahası herhalde
genç takımıyla oynayacağı bir idman maçında bile bu kadar rahat
etmemiştir. Pas alışverişleri, araya kaçışlar, bekleri oyuna davet
ediş bunların hepsi Trabzon tarafına yazılan maç güzellikleri
görüntüleriydi. F.Bahçe kalecisi Harun şayet kalesinde
devleşmeseydi bu maçın skoru da iki takım arasındaki tarihi vaka
olurdu.
Şayet Trabzonspor, kaçırdıkları ve Harun’un kurtardıklarının yanı
sıra Rodallega yerine ayakta durabilen bir uç adamına sahip
olsaydı, yukarıda bahsettiğim özellikleriyle daha farklı görüntüler
verirdi. Tabii Hollandalı hocayı ciddi şekilde eleştirirken Ünal
Karaman’ın da Rodallega’ya o kadar süre tahammül edişi ve oyuncu
değişikliğini ilk olarak sol kanatta iyi işler yapan Nwankaeme’yi
çıkarıp Ekuban’ı oyuna alışı da çok tuhaftı.
…Ve futbol bu dediğimiz oyunda Frey’in attığı golden sonra ikinci
denemesinin de gol olması hâlinde kuralını işletmiş olacaktı.
Bu arada dostlarla maçı seyrederken penaltı noktasına topu taşıyan
Rodallega’nın golü atamayacağını iddia etmiştim. Niye? Bir
rahatsızlık geçirmiş oyuncunun sahaya dönüşünde böyle bir
sorumluluk alması olacak şey miydi?
Sonuçta spor basınının ünlü otoriteleri olmak üzere ikinci
Hollandalı hocanın da kandırıcı olduğu ortaya çıkmıştır! Pardon
unutmadan yazayım; kendi millî takımında çok iyi bir maç oynadığı
söylenip yazılan Esteban’ın y...