Fenerbahçe zayıf rakibi karşısında daha ilk maçta elde ettiği avantajlı skorla play-off turuna kaldı. Ancak ne var ki, Kadıköy’deki rövanş maçının son yarım saati korku yüklü idi. Fizik olarak düşmeye başlayan Fenerbahçe karşısında bu seviyede oynayacak oyuncusu pek olmayan Strum Graz gol buldu, umutlandı, hatta az kalsın en azından maçı uzatmaya bile götürecek çizgiye geldi. Şimdi ufakta play-off var. Rakiplerin ismi de, güçleri de ortadadır. Yani Fenerbahçe buradan da çıkıp gruplara kalmada zorlanmayacaktır.
Ancak ne var ki, Fenerbahçe’nin şu günlerde oynadığı futbol çok üst kademelere taşınması açısından umut verici değildir. Ahmetcan’dan santrfor şu günler için olmaz. Van Persia yarım adamdır. Bir oynar, üç dinlenir. Orta alanda topla rakip geçebilen, çabuk ve koşu yolu pası ile rakibin dengesini, karışlama planlarını bozabilen oyuncu yoktur. Valbuena, bu yüzden her topa maydanoz olmak zorunda hissetmektedir kendisini. Hâl böyle olunca da zaten iyi yerleşemeyen Fenerbahçe’de özellikle savunma kanatlarında ciddi arızalar meydana gelmektedir. Hatta böylesine zayıf bir rakip karşısında bile... Şayet Aykut hoca orta alanda bir yenilik veya yeni bir isim transfer edemezse, bu karışıklık maçı iyi okuyabilen her hoca tarafından Fenerbahçe’nin kalbine yenilgiler olarak saplanır. Maçı hatırlayınız. Son yarım saat Hasan Ali perişan oldu. Neden? Çünkü bu zayıf takım bile kendi sağ kanadından ikili bindirmelerle Fenerbahçe defansını dağıttı. Bir ters kontrada da gol geldi.